Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “2026’da hem faizi hem de enflasyonu tek haneye indirme perspektifimiz var. Bu tabii ki kademeli olarak gerçekleşecek.” söz konusu.
Yılmaz, NTV canlı yayınında gündemi değerlendirerek soruları yanıtladı.
Türkiye’nin çok değerli bir siyasi eşiği aştığını ve seçimler sonrasında siyasi istikrarını koruduğunu belirten Yılmaz, bu siyasi mekanda teknik ekonomik belirsizlikleri ortadan kaldırmak için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
Yılmaz, güncellenen para politikasının yanı sıra maliye ve gelirler politikası, makroekonomik politikalarda yapısal reformlar gibi farklı unsurların da olduğuna işaret ederek, bu alanlarda istenilen sonuçların alınabilmesi için ekip çalışmasına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. ekonomiUyum Konseyi’nin bu anlamda değerli bir platform olduğunu kaydetti.
Orta Vadeli Program’da (OVP) iktisat politikasına yönelik çalışmaların özetlendiğini belirterek, bu programda büyüme, enflasyon, istihdam, bütçe büyüklükleri ve açık gibi makro göstergeleri güncelleyerek öngörülebilirliği çok daha artıracaklarını ifade etti.
Yılmaz, Merkez Bankası ve ilgili birimlerin OVP çerçevesinde enflasyonu yeniden değerlendireceğini belirterek, bu konuda pek bir güncelleme olacağını düşünmediğini söyledi.
“Enflasyonla mücadelede güçlendik”
Enflasyonun beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini belirten Yılmaz, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Öncelikle farklı kararların bütçe istikrarına etkisi var ve sarsıntının burada çok önemli etkisi var. Sadece bu yıl sarsıntı için merkezi yönetime 762 milyar lira harcayacağız. Diğerlerini saymıyorum yerel yönetimler. gerçekten büyük bir yük ve bütçe açığımıza önemli bir yük.Bunu kapatmak için aldığımız tedbirler bütçeye olumlu yansıdı bütçe açığını azalttı ama enflasyonist etkisi olacaktı.İkincisi istikrarlı bir büyüme oldu. Döviz kurlarında uzun bir süredir seyir devam ediyor malumunuz.Bir dönem piyasa kuru ile Merkez Bankası kuru ayrışmaya başladı.Son zamanlarda döviz kuru fiilen daha reel bir dip noktasına geldi.Bu maalesef yine enflasyona etkisi.Merkez Bankamızın bu süreçte rezerv biriktirmesi normal.Merkez Bankamız son dönemde 15 milyar dolar rezerv biriktirdi.Biriktirilen rezervler riskler Bu Türkiye’nin risk primini düşüren bir durum ama Öte yandan döviz kurundaki dalgalanma kanalını ve enflasyonun etkisini de dikkate almamız gerekiyor. Bütçe ve rezervlerdeki iyileşme risk primimizi düşürürken enflasyon üzerinde kesintili bir şekilde olumsuz etki yaptı. Bu, varsayımlarımızı daha fazla hatasız güncellememizi gerektirdi. Ancak bu durum kesintili bir durum, bir yandan daha güçlü bir yapı ve enflasyonla çaba içinde güçlendik.”
Önümüzdeki dönemde enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele etmeye devam edeceklerini vurgulayan Yılmaz, “2026 perspektifinde hem faizi hem de enflasyonu tek haneye indirme perspektifimiz var. Bu tabii ki kademeli olarak gerçekleşecek.” söz konusu.
“Daha fazla paydaşın gelmesini istiyoruz”
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında imzalanan toplam değeri 50,7 milyar dolar olan anlaşmalarda ihracatın finansmanı için 3 milyar dolar, depremin finansmanı için 8,5 milyar dolar öne sürüldüğünü belirten Yılmaz, “Mutabakat zaptı imzalandı. İlgili kurumlarla imzalar atıldı. Önümüzdeki dönemin ortalarında bunların çok uzun olmayan bir dönemde, yani aylarca konuşabileceğimiz bir dönemde hayata geçtiğini göreceğiz.” dedi.
Türkiye’nin geçen yıl savunma sanayiinde yaklaşık 4,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini, bu yıl ise 6 milyar dolarlık ihracat beklendiğini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
“İşte burada daha fazla paydaş gelsin istiyoruz. Ölçek ekonomisi savunma sanayinde, ki bu değerli. Bazı projeleri tek başınıza yaptığınızda tasarımdan üretime, pazarlamaya kadar sorunlar olabiliyor. Ama birden fazla kişiyle yaptığınızda. ülke en gelişmiş ülkeler bile yapıyor bunu amerika birleşik devletleri’nin f-35 projesinde bakın neler yapmış bir çok ülkeye ortak olarak süreçler bu kadar yönetiliyor ölçek ekonomisiyle yönetiliyor çünkü Bu, Türkiye’nin farklı ülkelerle proje bazlı, ikili veya çok taraflı iştirakleri ile savunma sanayisinde yepyeni bir boyuta doğru ilerliyor ve bu Körfez de bunun bir modülü.”
“Gelişim yolu oluşturma fırsatımız olacak”
Kamuda tasarruf tedbirlerine ilişkin genelgeye değinen Yılmaz, Türkiye’nin kaynaklarını ve tasarruflarını artırması gerektiğini, cari açığın düşürülmesi gerektiğini belirterek, “Kendi yatırımlarınızı finanse edecek kadar tasarruf edemiyorsanız, kendi yatırımlarınızı finanse etmek zorundasınız. yatırımlarını oburların birikimleriyle yapar. Dolayısıyla hem kamuda hem de özel sektörde toplu bir tasarruf eğilimini güçlendirirsek, “Bu, uzun vadeli geleceğimiz için çok daha sağlıklı bir temel oluşturacaktır. Hem bütçe açığımız azalacak hem de cari açığımız azalacak. Çok daha sağlıklı, sürdürülebilir bir büyüme ve gelişme yolu oluşturma imkanına sahip olacağız.” ifadesini kullandı.
Yılmaz, “Şimdiye kadar atılan adımlar bütçede hedeflediğiniz etkiyi sağlamaya yetecek mi yoksa yeni vergi artışları mı olacak?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Vergilerde bütçenin genel çerçevesi ile temel prestiji dengelemek için öngördüğümüz değişiklikleri yaptık. Elbette bundan sonra güncellenecek vergiler de olabilir. Karar gerektirmeyen vergiler de var. , otomatik hukuk sistemi var. Günü gelince bariz kurallarla güncellenen konular var ama ek bir konu var. vergi, ek vergi yıl sonuna kadar böyle bir tartışmamız yok. Ama dediğim gibi bu bahislerle ilgili son karar Meclisimizdir.”
“Önümüzdeki dönemde böyle bir hareket beklememeliyiz”
Kur artışına ilişkin görüşü sorulan Yılmaz, şunları söyledi:
“Uzun süre nominal kur çok fazla yükselmedi. Enflasyonun da yükseldiği bir ortamda Türk lirası önemli bir değer kazandı. Bu durum ihracatçıların, turizmcilerin ve döviz ticareti yapanların rekabet gücünü biraz erozyona uğrattı. Öte yandan ithalatı artırarak cari işlemler açığımızda daha yüksek bir tabloyla karşılaşmamıza neden oldu.Bugün geldiğimiz nokta bir anlamda reel kurun bu enflasyon etkisini gösterdiği bir dönem oldu. .Önümüzdeki dönemde böyle bir hareket beklememek lazım.Her zamanki serbest kur ortamındayız,günlük alışılmış bir durum”Ancak bu süreçte yaşadıklarımız tekrarlanacak bir şey değil. Uzun zamandır biriken bir belanın ortaya çıkışını hep gördük ve yaşadık.”
Yılmaz, yılın ikinci yarısında cari açıkta beklenen daha olumlu bir bakış açısı, Merkez Bankası’nın politikaları, bütçeye ilişkin alınan tedbirler ve tasarrufları artırmaya yönelik tedbirlerin kuru daha da yukarı çekeceğini söyledi. sabit zemin
“KKM’ye ilişkin vergi avantajları ve teşvikler devam etti”
Döviz Korumalı Mevduat (KKM) ile ilgili soruya Yılmaz, “Rezervlerimiz arttıkça, kendimize güvenimiz arttıkça ve kurdaki dalgalanmalar azaldıkça bu konuya yeniden bakmamız gerekiyor. Şu anda öyle değil. KKM’yi feshetme gündemi var.Aksine biliyorsunuz yıl sonuna kadar KKM ile ilgili vergi avantajları ve teşvikler devam etti.Ama daha önce de belirttiğim gibi rezervlerimiz güçlendikçe ve yeni Türk Lirası bazlı finansal araçlar ve finans piyasalarında alternatifler gelişirse, bu doğal olarak ön plana çıkacaktır.” o cevapladı.
Merkez Bankası’nın kredilerde seçici ve kolaylaştırıcı adımlar attığına işaret eden Başkan Yardımcısı Yılmaz, cari açığı önemli ölçüde azaltacak nitelikli yatırımların daha düşük maliyetlerle fonlanması için ilgili bakanlık ve kurumlarla birlikte çalıştıklarını ifade etti.
